Eskişehir son günlerde sağlıkta krizin merkezi haline geldi.
Hastanelerdeki yoğunluk, randevu krizi, doktor ve sağlık personeli konusundaki yetersizlik gibi kronik sorunlardan bahsetmiyorum.
Maalesef Şehir Hastanesi’yle gündemdeyiz…
*
Eskişehir Şehir Hastanesi’nde görevli 10 hekim, 3 hastane çalışanı, 14’ü cezaevi hükümlüsü 20 sivil şahıs olmak üzere toplam 33 şüpheli geçen hafta başlayan soruşturma kapsamında gözaltına alındı.
Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen 3 müfettişin raporunun ve mahkeme kararının ardından operasyonda 8 kişi tutuklandı. 8 kişinin arasında 2 hekim, 1 hastane çalışanı, 4’ü hükümlü 1 sivil kişi yer alıyor.
Gizlilik kararının verildiği soruşturmanın etkisi de araştırması da hala devam ediyor…
Doktorların ‘sahte rapor’ üzerinden rüşvet kıskacına dahil olduğu, tutukluların arasında hükümlülerin bulunduğu olayı araştırdıkça karanlığın bin bir tonu gözler önüne seriliyor.
*
Şehir Hastanemiz bu köklü çürümenin gün yüzüne çıkmasının yanı sıra; tıbbi malzeme eksikliği dolayısıyla yapılacak ihalenin aylardır ertelenmesi veya iptal edilmesiyle de çok sayıda hastanın mağdur olmasında aracı olarak gündeme geliyor.
Her sene yıl sonuna doğru yapılan bu ihaleler sadece Eskişehir’deki kamu hastanelerinde değil tüm ülke genelinde aynı duruma neden oluyor. Bütçede sağlığa ayrılan yetersiz ödeneklerin yanı sıra Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile döviz kurunun sabit tutulması ve sık güncellenmemesi hastanelerle tedarikçi firmalar arasında gerilim yaratıyor.
Bu gerilimden kaçıp özel sektöre sığınamayan vatandaş ise ‘hasta’ kategorisinden ‘mağdur’a dönüşüyor.
Merkezine sermayenin alındığı her türlü politika yoksul halka hizmet vermekten uzaklaştıkça çürümeye de kendi kendini mahkum ediyor…
Sistem kendi kendini yiyor; sağlıkta da, eğitimde de…
*
Şehir Hastanesi son günlerin ilk gündemi olsa da sağlıktaki kaostan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi de kendi payına düşen krizle boğuşuyor. ESOGÜ Tıp Fakültesi her ne kadar depreme dayanıksızlığıyla konuşulup ivedilikle bu ihtiyacın çözülmesiyle tartışılsa da içerideki sağlık sorunları halk tarafından kanıksanmış durumda.
Eskişehirliler acil servis başta olmak üzere ESOGÜ Tıp’tan uzak durmaya çalışıyor. Emeğiyle çalışan gurur duyduğumuz doktor ve sağlık personelleri yüzünden değil elbette!
‘Yetersizlik’ ESOGÜ Tıp’ta üst seviyeye çıkmış durumda. Doktor, hemşire ve hasta bakıcı personel sayısının düşüklüğü özellikle nöbetlerde krize neden oluyor. Acil servisten tedavi için giriş yapan ‘ayakta duramayacak’ hastaların MR ve tomografiye hasta bakıcı olmadan kendisinin gitmesi isteniyor. Yatak sayısındaki yetersizlik sedyelerde sancılı bekleyişlere, hasta yakınları ile sağlık çalışanları arasında gerilime neden oluyor. Yatan hastalar ise tedavilere yetişmeye çalışan nöbetçi doktorları dört gözle bekliyor…
*
Sonuç olarak hasta, doktor ve personel yetersiz bütçe ve politik sistemsizlik içinde perişan oluyor!
Kısacası çözülmeyen her sorun bir sonrakini besliyor; ülke genelinde olduğu gibi Eskişehir’de sağlık sistemi artık alarm vermiyor, çığlık atıyor!