Eskişehir Büyükşehir Belediye meclisinin son toplantısında su konuşuldu.
Suyun kalitesi, yeterliliği ve su yoksunluğu değil… Ortam meclis, konuşanlar da siyasetçi olunca suyun da siyaseti yapıldı.
Dünyanın iklim kriziyle mücadele ettiği, politikanın iklim üzerinden yapıldığı bu günlerde biz, AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Sivri’nin ‘büyükşehirler arasında Eskişehir’in en pahalı şebeke suyu kullandığı’ yönündeki temelsiz iddiasını dinledik. Ve elbette itirazları…
Başkan Ayşe Ünlüce, kentin su ihtiyacı ve çalışmaları konusunda oldukça hassas. Özellikle üzerinde durduğu konuların başında da su ve kuraklık geliyor. Bu hassasiyetini meclis kürsüsünde yaptığı konuşmalarda da açıkça yansıtıyor.
*
Ülkemizdeki 30 büyükşehir arasında Eskişehir metreküp başına 39,02 lira fiyat tarifesi ile 13’üncü sırada yer alıyor. Biliyorsunuz kentimizde şebeke suyuna enflasyon oranında otomatik zam yapılıyor…
Su Eskişehir’de pahalı mı? Nispeten evet. Pahalılığın nedeni enflasyon, enflasyonun nedenini ise hepimiz biliyoruz. Ama en pahalı demek için elimizde veri olmalı; aksi taktirde bir siyasetçi kendi güvenilirliğine leke sürer…
AK Parti Milletvekili Fatih Dönmez’in TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı “elektrik sudan ucuz” açıklamasının altını doldururken kullandığı kentte son 5 yılda su fiyatının 26 kat arttığı verisi CHP’nin yönettiği büyükşehir belediyelerini hedef alırken çarpıcı olsa da; bunun altını doldurmak il meclislerindeki siyasetçilere düşüyor.
Dersine çalışmayan siyasetçiler, eleştirinin içini boşaltıyor!
AK Partililer keşke meclis kürsüsünde boşa düşen açıklamalar yapmak yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yönetmeliğinin ‘evsel katı atık ödeme bedelini almak için bahane olamayacağını, Sakarıbaşı’ndan getirilmesi planlanan suyla ilgili yapılan projenin son durumunu, ESKİ’nin hizmet anlayışındaki eksikleri gündeme taşıyarak tartışsaydı.
*
Tartışmamız gereken en önemli sorun tek kaynağımız olan Porsuk Barajı’ndaki su seviyesinin kritik seviyelerde gezmesi. Buna karşın geleceğimizi kurtarmak için alabileceğimiz önlemleri vatandaşa yıkmadan hayata geçirmek. Çünkü su sorunu ve iklim krizi her ne kadar bireysel alışkanlıkların neden olduğu bir sonuç gibi lanse edilse de aslında toplumsal ve politik boyutta ele alınması gerekir.
*
Aksi takdirde rant uğruna göz yumduğunuz vahşi madenler, siyasi rekabet için zorlaştırdığınız projeleri unutmazsanız suyun ilerleyen yıllarda ‘en pahalı temel ihtiyaç’ kategorisine girmesini de başka kürsülerden izlersiniz…