Vatandaş, soluğu Hoca'nın kapısında almış.
'Hoca Efendi aç kapıyı, sana danışacaklarımız var.'
Hoca telaşla koşup açmış kapıyı.
'Ne oluyor böyle? Nedir derdiniz?'
'Sorma Hoca! İmam Efendinin eşeği kuyruksuz, kulaksız bir sıpa dünyaya getirdi. Bu nedir, neye işarettir? Bu bir kıyamet-i alamet midir?'
Hoca dizlerine vurmuş.
'Eyvah!' demiş.
Vatandaş fısıldanmaya başlamış.
'Bu kesin kıyamet alameti!'
'Eyvah! Eyvah ki eyvah! Sonunda bu da geldi başımıza!' diye dövünüp duran Hoca'ya,
'Hoca Efendi, başımıza gelen nedir, söyle artık!' demişler.
Hoca,
'O sıpa yarın büyüyüp eşek olur.'
'Eee?'
'İmam Efendi alıp onu dağa oduna götürür.'
'Eee Hoca Efendi?'
'Dağdan, sırtında odunla inerken çamura gömülür.'
'Sonra Hoca Efendi?'
'Sonrası, İmam Efendi çamurdan nasıl çıkaracak bunu?'
'Neden?'
'Neden olacak, kulağından tutup çekeyim dese kulağı yok; kuyruğundan tutup çekeyim dese kuyruğu yok. Bu bir felaket!'
***
İnsanların olaylara bakış açısı farklı.
'Felaket' anlayışı da farklı…
Kovid-19, tüm dünyayı etkileyen bir salgın hastalık…
Ölen insanlar…
Ölümden dönenler…
İnsanlığın başına gelen bir felaket bu!
Ve biz bu felaketi maskeye indirgedik.
Virüsü basit bir maskeyle yeneceğimizi zannettik.
Maskenin de…
Şöyle bir bakınca…
Maskenin de b… çıkardık!
Envai çeşit maske insanlarda…
Acayip, cins cins maskeler!
Nedir o?
Standartlara uygun mu, değil mi?
Ne standardı!
Görünüşte maske ama…
Bir koruyuculuğu var mı yok mu?
Maske mi maske işte!
Çiçekli, böcekli, desenli…
Kim bilir belki de dantelli olanları bile vardır?
Kırmızı dantelli, siyah dantelli!
Fanteziye dönüştü maske.
Yani asıl amaç unutuldu.
Unutulmadıysa bile ikinci planda kaldı.
Çarşıdan, pazardan; giyim mağazalarından, semt pazarlarından, işporta tezgahlarından alınan o çiçekli böcekli, allı güllü maskeler sanırım onun için, asıl amaç unutulduğu için yüze değil de çeneye takılıyor.
Hele bir de dirseğine, koluna; orasına burasına takanlar var ki…
Bazı insanların kafasının nasıl çalıştığını anlamak gerçekten de imkansız!
Bunun bedelini sanırım hepimiz ödeyeceğiz yakında.